Görüş Bildir

Metrobüs Haberleri

Metrobüs ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Metrobüs ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

İstanbul’da Üniversiteli Olmak: Faydaları ve Zararları
İstanbul’da Üniversiteli Olmak – Faydaları İstanbul kendinizi geliştirebilmenizi sağlamaktadır. Entelektüel birikim için ideal bir şehir, kültürel etkinlikler çok fazla. Mesela çok sevdiğiniz yabancı bir grup konser için Türkiye’ye gelecek olsa, İstanbul’a gelir. İstanbul’a çok fazla turist gelir, yabancı ülkeden insanlara tanışabilir, vizyonunuzu genişletebilirsiniz. İstanbul’da üniversite eğitimi dışında hobilerinizi uygulamaya geçireceğiniz birçok kurs var. Adeta bilgiye ulaşmanın şehri İstanbul. Staj olanakları oldukça geniştir, özellikle mühendislik öğrencileri için. Kaldı ki mühendislik okuyacak öğrencilerin ilk tercihidir İstanbul, öyle güzel şehir. Kadıköy, Beşiktaş, Bebek, Ortaköy, Caddebostan, Taksim ve daha birçok yer, eğlencenin önemli noktaları, sosyalleşmenin merkezi. Canınız mı sıkıldı? Boğaz var yahu. Metro, Metrobüs, Marmaray, Vapur olsun, her yere ulaşabilirsiniz. Ulaşımı bir öğrenci için oldukça ucuzdur. Tarihi açıdan çok zengin bir şehir İstanbul, gezip öğrenme meraklıları için avantaj. Bölümünüzle ilgili semirnerlere, konferanslara katılabilirsiniz. Bu eksikliği hiçbir zaman çekmezsiniz. En önemlisi de hayatı diğer şehirlere kıyasla daha çabuk öğrenir, tanırsınız. İstanbul öğrenci şehridir! İstanbul’da Üniversiteli Olmak - Zararları İstanbul’un kalabalığı ve trafiği çekilecek gibi değil. Hele ki metrobüs! İstanbul pahalı bir şehir; evinizden ya da yurdunuzdan dışarı adım attığınızda para harcamadan edemiyorsunuz. Eğer ki İstanbul dışından bir ilden gelmişseniz ve yurtta kalamam, en iyisi ev kiralayayım diyorsanız, bilin ki yüksek kiralar ödemek zorundasınız. NOT: İstanbul’da üniversite okumanın faydalarına ve zararlarına bir madde de sen eklemek istersen yorum yaz, paylaşalım!
Berkin Elvan Son Yolculuğuna Uğurlandı
Gezi Parkı eylemlerinde yaralanan ve 269 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra dün hayatını kaybeden 15 yaşındaki Berkin Elvan, bugün toprağa verildi.  Anlık gelişmeler ile Berkin Elvan'ın cenaze töreni...
'Benim Çocuğum En Azından Hırsızlıkla Suçlanmadı, Onuruyla Gitti'
Berkin'in babası Sami Elvan, Berkin'i vuran polisin belirlenememesini 'Üç maymunu oynuyorlar. Sanki Berkin’i birileri uzaydan vurmuş' sözleri ile değerlendirdi Berkin Elvan ’ın babası Sami Elvan oğlunun cenazesinin ardından yaptığı ilk açıklamada, ““Benim çocuğum en azından hırsızlıkla suçlanmadı. En azından onuruyla gitti” dedi. Baba Sami Elvan yürütülen soruşmada aşama katedilemeyişine “Polislerin kimisi nerede görev yaptığımı bilmiyorum diyor. Kimisi biber gazı eğitimi aldım ama orada kullanmadım. Üç maymunu oynuyorlar. Sanki Berkin’i birileri uzaydan vurmuş” sözleri ile sitem etti. Sami Elvan, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ’nun polisin cenaze sonrası müdahalesinden önce kendisini aradığını ve cenaze töreni ile ilgili bilgi almak istediklerini söyledi. Valiye sitem ettiğini de ekleyen Elvan, “Vali’ye telefonla aradığında sitemde bulundum. Törenle ilgili bilgi almak istedi. Sizin programınız nedir dedi. Biz de anlattık. En ufak da ondan bir talebim olmadı. Başka bir Berkin vakası yaşanmasın, aile olarak bunu istiyoruz dedim” dedi. Sami Elvan Başbakan Erdoğan’a Berkin Elvan’ı vuran polislerin adalet önüne çıkartılması için çağrıda bulunarak, “O Başbakana sesleniyorum. İstese benim çocuğumun katilimi 1 saat içinde getirir. Emri o verdi. Zaten polisler emir kulu” dedi. CNN Türk'te Enver Aysever'in sunduğu “Aykırı sorular” programında konuşan Sami Elvan’ın açıklamaları şöyle: Sami Elvan, “Bizim 9 aydır orada, hastanede en alt kademesinden tutundan da en üst kademeye kadar en ufak bir kuşkumuz yok. Berkin ile birlikte onlar da mücadele ettiler. Ama maalesef çocuk çok zayıfladı. Direnci azaldı. Beslenmedi, sadece mamayla besleniyordu. Yoğun bakımda makinelerle yaşıyordu.” ‘Sanki birileri Berkin'i uzaydan vurmuş’ “Benim bildiğim sadece görgü tanıkları var. Polislerin kimisi nerede görev yaptığımı bilmiyorum diyor. Kimisi biber gazı eğitimi aldım ama orada kullanmadım. Üç maymunu oynuyorlar. Sanki Berkin’i birileri uzaydan vurmuş. Her şey ortada ama ortada bir suçlu yok. 9 ay sonra çocuğumuzu sonsuzluğa uğurladık ama hala ortada bir suçlu yok.” “Vali’ye telefonla aradığında sitemde bulundum. Törenle ilgili bilgi almak istedi. Sizin programınız nedir dedi. Biz de anlattık. En ufak da ondan bir talebim olmadı. Başka bir Berkin vakası yaşanmasın, aile olarak bunu istiyoruz dedim. Sonradan çıkmış olaylar. Yeni haber aldık.” ‘O başbakana sesleniyorum’ “Eğer biz de bu ülkenin vatandaşıysak, bu bayrak altında yaşıyorsak, ben de bu devlete vergi veriyorsam, Berkin ekmek almaya gitti. O Başbakana sesleniyorum. İstese benim çocuğumun katilimi 1 saat içinde getirir. Emri o verdi. Zaten polisler emir kulu. Benim polisim destan yazdı dedi. Emri verdi. O 7 kişinin de durumu öyle. Mısır’da ölenler için diledi ama bizim için baş sağlığı dilemedi. Demek ki biz bu ülkenin vatandaşı değilmişiz. Berkin’in fenalaştığı güne kadar bizi devletin en alt kademesinden en üst kademesine kadar bizi kimsenin aramadığını biliyorum. Hükümet tarafından en ufak bir telefon dahi almadım. Günlük ya da saatlik haberlerini hastaneden alıyorlardı. Benden daha iyi biliyorlardı. Neden alıyorlardı onu bilemiyorum. Bugün başbakanımız ağzını açtığında dinden bahsediyor. Eğer ki vicdanı varsa benim çocuğumu öldüreni ortaya çıkarsın. Ben çıkaracağına inanmak istiyorum.” 'Durumum iyi değil' “Berkin 2 yaşında geldi o mahalleye ve 14 yaşına kadar yaşadı. Benim o zamanki evim birinci kattaydı. Ne bir hırsızlık ne bir şey, en ufak bir sorun yaşamadım. Bilmiyorum niçin benim çocuğumu vurdular. 14 yaşında bir çocuğun siyasi düşüncesi olamaz. Nereye çekersen götürür. Bütün çocuklar dışarıdaydı. Ben demiyorum ki çocuğum Taksim’e gitmemiştir. Eğer oradaki insanlar suçluysa, eğer ekmek almaya gitmek suçsa benim çocuğum suçludur. Eşim, akrabalarım şu an komalık durumda. Benim de şekerim yükseldi. Durumum iyi değil.” “Benim çocuğum en azından hırsızlıkla suçlanmadı. En azından onuruyla gitti.” “Berkin çok sıcakkanlı, zeki bir çocuktu. Son zamanlarında biraz okulu aksatmıştı onu biliyorum ama ergenliğe girişine bağlıyorum. Öğretmenleri her gün yanıma gelip benimle birlikte aynı duyguları paylaşıp ağlamaktan kendilerini alamıyorlardı.“ 'Berkin herkesin çocuğu' “Daha önceden Denizler, İbrahimler, Mahirler yaşadı bu ülkede. Berkin de onlar gibi, Berkin artık herkesin çocuğu. Dün metrobüs duraklarında insanlar Berkin’in resimlerini gördüler. İnsanların nasıl çığlık attıklarını, kendilerini yerlere attıklarını gördüm. Kimsenin artık sokakta can güvenliği yok. Cenaze çok kalabalıktı. Milletvekilleri, sanatçılar… Her kesimden insanlar vardı. Sendikalar oradaydı. TÜSİAD açıklama yayınlamış, Güler Sabancı konuşmuş. Bunlar önemli şeyler.” “Ben bundan sonra adalet için mücadele edeceğim. Şu an o kadar doluyum ki. Nerede ne gibi bir eylem yapılıyorsa, nereye başvuruluyorsa onu yapacağım. Zaten bitirmişler beni. Zaten beni öksüz bıraktılar. Benim evimin önüne bir ayakkabı kutusu istiyorum. Her gün Berkin evden çıkarken benden harçlık alırdı. Berkin’in harçlığını her sabah o ayakkabı kutusuna bırakacağım. O zaman belki Berkin’in katilini bulup getirirler.” “Berkin herkesin evladı. Herkes üstüne düşeni yapmalı. Benim toplumdan tek istediğim bunları yapanların yargılanması. Gündemde tutulması. Başka bir istediğim yok.” T24
Liseli Mucitler Amerika'da Türkiye'yi Temsil Edecek
Mustafa Eminoğlu Anadolu Lisesi Okul Müdürü Mustafa Ekinci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 12'inci sınıf öğrencileri Ali Kaan Ergün ve Alibey Delimustafaoğlu'nun fizik öğretmenleri Ferhat Çekim danışmanlığında yaptıkları ve 'Ultrasonik Ses Tüneli' adını verdikleri projenin 2013 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından liselerarası uygulamalı fizik dalı yarışmasında Türkiye 2'incisi olduğunu söyledi.Projenin TÜBİTAK değerlendirmeleri sonrasında Intel firması tarafından Amerika'nın Los Angeles kentinde düzenlenecek Uluslararası Bilim ve Mühendislik Fuarı'na katılmasına karar verildiğini belirten Ekinci, '70 ülkeden bin 600 öğrencinin katılacağı fuarda Türkiye'yi bizim okulumuz temsil edecek. Fuarda yapılacak değerlendirme sonrasında öğrencilerimiz ilk 3'e girmeleri durumunda Türkiye'de istedikleri üniversitede sınavsız veya Amerika'nın en önemli üniversitelerinden birisi Harvard'da eğitimlerine devam edebilecek' şeklinde konuştu. Projeyi hazırlayan öğrencilerden Ali Kaan Ergün, insan kulağının duyma sınırı üzerinde bulunan ultrasonik ses dalgalarını piezo hoparlör kullanarak doğrusal bir zemin üzerinde sabitlemeyi başardıklarını vurguladı. Gürültü kirliliğini önleyecek proje Bu sayede sesin işlevselliğini artırarak gürültü kirliliğini önlediklerini belirten Ergün, şunları kaydetti: 'Normal hoparlör sesi 360 derece yayar ve etraftaki herkes tarafından duyulmasını sağlar. Yapmış olduğumuz hoparlörü bilgisayara bağladığımızda ise çalan müziğin sadece doğrusal bir alanda herhangi bir cisme çarpmasıyla duyulabildiğini gördük. Hoparlörü ne tarafa çevirirsek o taraftaki kişi ses kendisine veya başka bir cisme çarptığında duyabiliyor, kişinin yanındaki veya arkasındaki kişiler çalan müziği duyamıyor. Bu sistem açık havada daha verimli kullanılabiliyor. Mesela hoparlörü gökyüzüne doğru kaldırdığımızda herhangi bir cisme çarpmadığı için hoparlörü elinde tutan kişi dahi çalan müziği duyamıyor. Hazırladığımız bu projeyle sesi istenilen zamanda istenilen yere iletebiliyoruz. Gürültünün yoğun olduğu yerlerde daha fazla gürültü kirliliğine yol açmadan sesi doğru alıcıya, doğru zamanda, doğru şekilde ulaşmasını sağlayarak başta kazalar olmak üzere güvenlik gibi birçok alanda işlevselliği artırmış oluyoruz.' Proje öğrencilerinden Alibey Delimustafaoğlu da yaklaşık 4 ayda hazırladıkları ultrasonik ses tünelinin, hareketli, çok sesli umumi yerlerde bilgilendirme amaçlı kullanılabileceğini ifade etti. Hava limanı, terminallerde, otobüs, dolmuş ve metro duraklarında, metrobüs ve tren istasyonlarında, vapur iskelelerinde, marina ve limanların belli noktalarında, iniş ve biniş noktalarında yolculara gereken bilgi ve talimatları emniyetli bir şekilde verebilme imkanını sağladığını belirten Delimustafaoğlu, 'Yapmış olduğumuz sistemle 180 metre uzaklığa kadar sesi duyabiliyoruz. Plaklar üzerindeki piezo hoparlör sayısını artırarak sesin daha uzak mesafede duyulmasını sağlayabiliriz veya plaklar üzerindeki dizilim şeklini değiştirerek sesin daha dar bir koridorda duyulmasını sağlayarak kişilerin telefonla konuşuyormuş gibi sadece kendilerinin duymasını sağlayabiliriz' diye konuştu. Fizik öğretmeni ve proje danışmanı Ferhat Çekim de Türkiye Patent Enstitüsüne patent başvurusunda bulunduklarını, destek verilmesi halinde seri üretimin yapılabileceğini vurguladı.KAYSERİ - Musa Özyürek
Rahat Bir Emeklilik İçin Yerleşmeniz Gereken 9 Rüya Kent
Lisedeyken üniversite çok güzel olacaktı, üniversitede işe gireyim param olsun dediniz, işe girdiniz artık o hayalinizdeki hayatı yaşamak emekliliğe kaldı.  İşte hayalinizdeki huzurlu, rahat, dertsiz tasasız emekliliği yaşamanız için yerleşmeniz gereken 9 rüya şehir.
Metrobüs Durağında Sözlü Tacize Hapis
İstanbul'da metrobüs durağında genç bir kadına sözlü tacizde bulunduğu iddiasıyla hakkında 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan bir kişi, 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, cezayı ertelemedi. Üsküdar Altunizade metrobüs durağında E.D. isimli genç kadına 'Bakar mısın, bekle beni' şeklinde cümlelerle sözlü tacizde bulunduğu iddiasıyla hakkında 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan R.U., 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. 'ONU GEÇMEK İÇİN YOL İSTEDİM'Anadolu Sulh Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan R.U., suçlamaları kabul etmediğini belirterek, 'Olay günü spor yapmak amacıyla yürüyüş yapıyordum. E.D. önümde yürüyordu. Onu geçmek için yol istedim ve bu amaçlı ona seslendim' dedi. Mahkeme, sanığın cezadan kurtulmak amacıyla suçlamayı inkar ettiğini, dosyada kamera kayıtlarının bulunduğunu ifade etti. R.U.’nun E.D.’yi ısrarla takip ettiğini belirten mahkeme, ısrarla takibin 'Kişilerin huzur ve sükununu bozma' suçunu oluşturduğunu kaydetti. Yargılama sonucunda 'Kişilerin huzur ve sükununu' bozma suçundan 3 ay hapis cezasına çarptırılan R.U.’nun cezası duruşmadaki iyi halinden ötürü 2 ay 15 güne indirildi. Mahkeme R.U. hakkında verdiği 2 ay 15 günlük hapis cezasını ertelemedi. 'BAKAR MISIN, BEKLE BENİ'Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddet Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, mağdur E.D.’nin (29) geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Zincirlikuyu metrobüs durağından metrobüse binip, Altunizade metrobüs durağında indiği ve Acıbadem istikametine doğru yürüdüğü sırada R.U. (20) tarafından takip edildiği belirtildi. R.U.’nun E.D.’yi takip ettiği esnada arkadan seslenerek, 'Bakar mısın, bekle beni' şeklinde cümleler kurduğu ifade edilen iddianamede, 'Mağduru bir süre takip ettiği, E.D.’nin bir sitenin güvenlik noktasına yaklaştığı sırada şüphelinin kaçarak oradan uzaklaştığı anlaşılmıştır' denildi. 'SUÇ ŞİKAYETE BAĞLI'R.U.’nun mağdur E.D.’yi takip ederek ve seslenerek genç kadının huzurunu bozduğunu bu eylemin şikayete bağlı bir suç olduğunu belirten savcılık, E.D.’nin uzlaşmak istemediği ve şikayetçi olduğunu kaydetti. R.U. hakkında 'Kişilerin huzur ve sükununu bozma' suçlamasıyla 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. OLAYIN GEÇMİŞİGeçtiğimiz yıl Ağustos ayında polis ekipleri kapkaç ve taciz şikayetlerinin artması nedeniyle çevrede bulunan kamera kayıtlarını incelemeye aldı. Tespit edilen şüphelinin görüntüleri polis ekiplerine dağıtıldı. İddiaya göre, metrobüsten inen E.D. isimli kadın yürürken takip edildiğini fark etti ve Üsküdar Altunizade’de bulunan bir sitenin güvenlik görevlisinden polisi aramasını istedi. Güvenlik görevlisi şort ve parmak arası terlik giyen bir kişiyi polislere bildirdi. Kısa sürede belirtilen adrese gelen Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler şüpheliyi gözaltına aldı. R.U.’nun yapılan incelemelerinde daha öncede uyuşturucu kullanmak, gasp, hırsızlık ve yaralamadan kaydının bulunduğu öğrenildi. DHA
Taraftar Cinayetine 18 Yıl Hapis
Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin ardından evine dönerken bıçaklanarak öldürülen Fenerbahçe taraftarı Burak Yıldırım davasında sanık, 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Fenerbahçe ile Galatasaray arasında 12 Mayıs 2013'te oynanan derbi maçının ardından Edirnekapı metrobüs durağında çıkan kavgada, Fenerbahçe taraftarı Burak Yıldırım'ın bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin yargılanan sanık Yusuf Ortak, 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, sanık Yusuf Ortak ile ölen Burak Yıldırım'ın babası Hikmet ve ağabeyi Salih Yıldırım katıldı. Duruşmada son savunmasını yapan sanık Yusuf Ortak, olay yerinde kalabalık bir taraftar grubunun kendisine küfür ettiğini söyledi. Yıldırım'ın, üzerine yürüyerek kendisine tokat attığını ifade eden Ortak, 'Kendimi korumak amacıyla yanımda bulundurduğum bıçağı çıkararak rastgele sallamaya başladım, muhtemel saldırıyı engellemek için bir süre bu kişileri kovaladım. Bıçakla hamle yaptıktan sonra eylemime devam etmeyerek geri döndüm. Yakalandığım sırada bıçakla yaraladığım kişinin sonradan öldüğünü bilmiyordum. Pişmanım'' diye konuştu. Hikmet Yıldırım, mağdur olduklarını ifade ederek, sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti. Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Yusuf Ortak'ın ''kasten öldürme'' suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Eylemin haksız tahrik altında işlendiğine hükmeden heyet, cezayı 18 yıla düşürdü. Heyet, Ortak'ın olaydan sonra kaçtığını ve Kırşehir'de yakalandığını belirterek, sanığın cezasında başka bir indirim uygulanmasına yer olmadığını kararlaştırdı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, ölen Burak Yıldırım'ın katil zanlısı Yusuf Ortak'ın, 'kasten öldürme' suçunu işlediği gerekçesiyle müebbet hapis cezasına çarptırılması istenmişti.AA