PKK'yı Destekleyen ve Orta Doğu'da Yanan Ateşteki Rolünü Övgüyle Anlatan Casus "Filozof": Bernard Henri Lévy
Bernard Henri Lévy, Fransa'da bilindiği adıyla BHL'yi duymuş muydunuz?
Duymamış olmanız muhtemel, çünkü kendisinin tarzı buna uygun. Bir 'entelektüel' olarak anılsa da yakın dönem tarihte adının geçtiği olaylara şöyle bir baktığımız zaman ona ajan yahut entelektüel provokatör demek daha doğru olabilir.
Karar sizin.
Lévy'nin adının geçtiği coğrafya genellikle bizim de sık temasta olduğumuz Orta Doğu ve Kuzey Afrika.
1948'de Yahudi bir ailede doğan BHL, 1971'de felsefe yüksek lisansını tamamladıktan sonra Bangladeş ve Pakistan arasındaki savaş ilgisini çekmeye başlıyor. Bir felsefe öğrencisinden beklenmeyecek biçimde bir anda karar alarak Bangladeş'e savaş muhabiri olarak gidiyor.
O dönem çıkan iddiaya göre Lévy'i Bangladeş'e yönlendiren onun ilgi alanı değil, Fransa istihbaratıydı.
Yaşanan savaşın ve kazanılan bağımsızlığının ardından Bagladeş'te kalmaya karar veriyor. O dönem yeni kurulan Bangladeş Ekonomi ve Planlama Bakanlığı'nda memur olarak çalışıyor ve ilk kitabı olan 'Bangladeş, Devrimde Milliyetçilik'i yazıyor.
Yavaş yavaş bugünlere gelelim, Lévy, Libya’nın işgalinden önce İsrail Başbakanı Benjamin Netnyahu’ya ulaşmış ve dünya gündemine girmişti.
Ulaştıktan sonra Libya konseyinin İsrail’i tanımaya hazır olduğuna dair mesaj ilettiğini söylüyor, kurulacak rejimin İsrail ile iyi ilişkiler kurmaya hazır olduğunun altını çiziyor. O dönemlerde casusluk yaptığını kendisi, Tobruk Andı filminde anlattığı için komplo teorilerinden bahsetmediğimizi söyleyelim.
Lévy, Cannes’da filminin gösterimine Özgür Suriye Ordusu bayrağını yüzüne sarmış iki kişiyle böyle çıkmıştı.
Filmde de Libyalı muhaliflerle ilişkilerini, Sarkzoy'yi Kaddafi karşıtı isyancıları desteklemek için ikna sürecini, Libya saldırısı sürecinde hem askeri hem de casusluk faaliyetlerini güzelce anlatıyor.
Tabii tüm bu anlattıklarının yanında bazı trajik olaylara karışmışlığı var. 2011'de arkadaşı ve IMF başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın cinsel saldırısını savunması pek hoş karşılanmamıştı.
Bol bol protesto edildi... Ancak yılmadı.
Son 5-6 yıldır Suriye ve çevresine tekrar ilgi duymaya başladı. Irak'taki peşmergelere ve PKK'ya desteğini açık açık ilan etmesi bir yana ilginç açıklamasıyla uzunca tartışıldı.
"Yahudilerin Kürtleri desteklemek için özel bir yükümlülüğü var."
'Yıllardır ortak medeniyetimizin değerlerini savunmak için kanınızı döktünüz. Şimdi özgür ve bağımsız yaşama hakkınızı savunma sırası bizde.'
Suriye'de yaşanan olaylarda rol almayı eksik etmedi tabii. Şimdi de sıra Afganistan'da.
Lévy, Afganistan'da çıkan çatışmaların ve savaşın fitilini ateşleyenler arasında görülüyordu.
Taliban'ın Afganistan'daki hakimiyetinin artışıyla Ahmed Şah Mesud'un Pençşir Vadisi'nde savaşan ve Taliban'a teslim olmayan oğluna desteğini açıkladı. Tüm Batı kamuoyunun da ona destek olmaları için açık çağrıda bulundu. Böylece savaşı uzatmaya çalıştığına dair iddialar var.
Bir filozof için hiç de fena olmayan, 150 milyon euro'luk bir servete sahip kendisi.
Neredeyse 40 yıldır Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da bulunduğu her yerde çıkan isyanları, savaşları düşününce uzmanlar onun 'aydın' kimliğiyle tüm bu krizlerin destekçisi olan Batı ülkelerini temsil ettiğini iddia ediyor. Kendi yayınladığı belgesel ve kitaplara bakınca bunların şehir efsanesi olmadığı da aşikar sanki.
Siz BHL'nin bu namı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yorum Yazın
Cibiliyetsiz, bozguncu, karaktersiz, ucuz fiyata satın alınabilir kansız yavşağın teki.