Hepsi Akıl Hastası mı? İşledikleri Suçlarla Kelimeleri Kifayetsiz Bırakan Seri Katillerin Karanlık Psikolojisi
Tarihin hemen hemen her kısmında gündeme gelen seri katiller, o dönemde yaşayan insanlara türlü işkenceler edip canlarına kıymış ve onlara fani bir cehennemi yaşatmış. Peki bu seri katillerin kendi iç dünyasında neler döndüğünü hiç merak ettiniz mi? Detaylar için sizleri şöyle alalım... 👇
Tarihin hemen hemen her safhasında seri katiller gündeme gelip o zamanın insanlarına adeta kan kusturmuşlardır.
Denedikleri akılalmaz işkence yöntemleri ve soğukkanlılıklarıyla bu seri katiller, kendi içlerinde de çok karanlık bir dünyaya sahipler.
Peki seri katili seri katil yapan sebepler nelerdir diye hiç düşündünüz mü?
Büyüme ve yaşam tarzları, yaşadıkları travmalar, dürtüsel yaklaşımlar gibi birçok etken seri katillerin bu kadar karanlık ve soğukkanlı olmalarına sebep oluyor.
Ilse Koch'un öyküsü bu duruma küçük bir örnek mesela:
Seri katiller sadece çevresel faktörlerden ya da genetik özelliklerden dolayı mı seri katil olurlar?
Peter Vronsky'nin yazdığı kitaba göre seri katillerin içerisindeki öldürme arzusu hayatta kalma mekanizmasından geliyor. Katillerin ilkel içgüdüleri genel olarak entelektüel kısmı bastırıyor. Bunun yanı sıra, seri katillerin geçmişinde dengesiz bir aile yapısına sahip olması ya da sosyal olarak pasivize edilmesi katillerin insani kısımlarını yok ediyor ve ergenliğe girildiğinde bu psikoloji artık cinsel istismar ya da daha büyük bir duruma evriliyor.
Seri katillerin birçoğu cinsel ve psikolojik istismar ya da ebeveyn yokluğu gibi birçok çocukluk travması atlatmıştır.
Eğer seri katillerin biyografilerine göz atarsanız bu özelliklerle sık sık karşılaşacaksınız.
Çocukluk travması olmayan biri de seri katil olabilir mi?
Genel olarak baktığınızda seri katillerin birçoğunda çocukluk travmaları görülür. Fakat en iyi bilinen örneklerden biri olan Ted Bundy bir istisnadır. Biyografisine bakıldığında travma adına hiçbir şey görülmez. Kayıtlara geçen tek sorunu annesinin kız kardeşi olduğunu düşünerek büyümesi olduğu söylenmekte.
Seri katiller travmaya sahip oldukları için yaptıkları eylemden sorumlu mudurlar?
1960 ve 1970 yıllarında seri katillerin aslında bulundukları mental durum nedeniyle cinayet işlemedikleri iddia ediliyor. İçgüdüsel olarak birini öldürme isteğinin geçici bir 'delilik' durumu olabileceği de bu iddialar arasında. Fakat 'delilik' dediğimiz durumda bireyler doğru ve yanlış kavramlarını ayırt edemezler. Halbuki seri katiller, suç mahalindeki kanıtları yok ederler, saklanırlar ve cinayeti planlarlar.
Seri katiller zeki midir?
Sosyal medyada 'kötü dahiler' olarak tasvir edilse de seri katillerin aslında ortalama IQ seviyelerine sahip oldukları biliniyor. Fakat normal toplumlarda da olduğu gibi seri katillerin de kendi aralarında düşük ve yüksek IQ seviyelerine sahip oldukları da saptanmıştır.
Seri katillerin psikopatiden mustarip oldukları için cinayet işleme potansiyellerinin yüksek olduğu söyleniyor.
Psikopatiye, diğer bir adıyla anti-sosyal kişilik bozukluğuna, sahip olan bireyler empati ve pişmanlık duygusundan yoksundur. Bu nedenle de karar verme süreçlerinin son derece zorlu ve hatalı olduğu bilinmekte. Ayrıca psikopatiye sahip insanlarda sık sık yalan söyleme ve narsisim görülebilir. Fakat empati yoksunluğu en belirgin özellikleridir.
Ayrıca psikopati hastalığına burada detaylıca değinmiştik:
Tüm seri katiller akıl hastası mıdır?
Bu her ne kadar tartışmalı bir konu olsa da seri katillerin genelinde yukarıda bahsettiğimiz psikolojik belirtiler bulunuyor. Seri katillerin çoğu psikopati ve sosyopati gibi belirtiler gösterse de sadece küçük bir kısmı deli olarak sınıflandırılmıştır.
Bunların yanı sıra her altı seri katilden birinin genellikle kadın olduğu bilinmekte.
En çok bilinen kadın seri katillerden Aileen Wuornos buna bir örnektir. Erkeklere nazaran daha az sadistik özellikler taşıyan kadın seri katillerin aynı zamanda cinayet mahalini temizlerken çok daha titiz olduğu ve arkalarında bıraktıkları kanıtların da çok daha az olduğu gözlemlenmiş.
Yorum Yazın